Grubun, ziyaretçilerin müdahaleleri ve zamanla, hem görsel hem de kavram akışı açısından biçim değiştiren projesi kendisini yok ediyor.
Duvar; özellikle gençlerin içlerini boşalttıkları bir alana dönüşürken, Proje kendi konseptinin dışına çıkmakla birlikte, birçok okumanın da yapılabileceği bir yüzeye dönüşmüştür. Böylece meslek ve dışkı ilişkisinden yola çıkan ilişkisel denememiz, fuar alanında herhangi bir sokak duvarına dönüşerek, kamusal alanın fuar alanındaki bir iz düşümünü yaratmıştır.
İzleyicilerin ellerinde kalemlerle yapıtı biçimlendirme özgürlüğünün ulaştığı nokta ise politik değerlendirmemize kaynak olmuştur. Ancak, elinde yaratma gücü ve ifade gücü olan kişinin bireysel edimi ise; Demokrasi ve Vandalizm arasında gidip gelen bir süreci göstermiştir.
Kendilerine bırakılan özgürlük alanını, ifade gücü olarak kullanan bireyin dışında, bu alanı başkalarının özgürlüklerini örtbas edecek ve yok edecek bir duruma dönüştürmüş bireylerle de karşılaşılmıştır.
“Demokratik sanatı” ve “çoğulcul söylem” klişesini burada ve kendi aramızda yeniden sorgulamalı mıyız? Oluşan şey demokrasinin ç[h]amuru mudur? Elimizdeki içsellikle yoğrulmuş, duvar üzerindeki dış[kı]sal verilerden nasıl bir analiz yapabiliriz?
ARTIVIST
giriş gelişme sonuç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder