Hakkımda

Fotoğrafım
Artivist, inisiyatif niyeti ile yola çıkmış ve bir çok alternatif söyleme bünyesinde yer vermeye çalışan, serbest bir oluşumudur. İlk olarak; Evren Karayel, İsmail Tetikçi, Umut Kayapınar, Devrim Karakuş ve Ayfer Karabıyık' ın temellerini attıkları fikrin, sanatçıların ortak bir projede her sanatçının bireysel üretimleri üzerinden şekillenmesi ile 2009 yılında hayata geçebilmiştir. Geçen süre içerisinde Artivist, ortak dil ve benzer sorunsallar üzerine çalışma alanları üreten sanatçıların bir araya geldiği bir platforma dönüşmüştür. Artivist 2010 yılından bu yana; Duygu Sabancılar, Ayşe Önuçak, Serkan Çalışkan ve Ayfer Karabıyık ile birlikte, yeniden yapılanmıştır. Bu yapılanmanın amacı; aynı platform altında ayrı yapıtlar üretmek yerine, grup olarak oluşturulan fikri başlangıçtan sona kadar ortak bir zeminde şekillendirip, üretmeyi hedeflemektedir.

16 Kasım 2011

ANLAŞILMAKORKUSU

ARTİVİST 21.Tüyap Sanat Fuarı'na bu sene Ayfer Karabıyık, Ayşe Önuçak, Duygu Sabancılar ve Serkan Çalışkan ile katılıyor.

ANLAŞILMAK KORKUSU
(ses ve mekan yerleştirme )

Kültegin Ögel’in Şubat 1992’de çıkan Şizofrengi adlı dergide yayımladığı “Anlaşılmak Korkusu” “adlı yazısına atıfta bulunarak gelişen Anlaşılmak Korkusu, büyüklük düşünceleri , büyük adam olma derdinde olanların yazdığı metinler ve konuşmalar üzerine. Hepsi çok önemli, hepsi çok güzeller. Kenarda köşede kalmaktan kurtlanmış sözcükleri kullanarak, uzadıkça uzuyorlar ama anlaşılmıyorlar. Sorun sizde sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Konuşmayı yapan, metni yazan adamlar iliklerine kadar anlaşılmak korkusu yaşıyorlar. Tam da bu noktada Artivist , “anlaşılmak korkusu” yaşayanların dayattığı dil ile bizi baş başa bırakıyor.

ARTİVİST 21.Tüyap Sanat Fuarı'na bu sene Ayfer Karabıyık, Ayşe Önuçak, Duygu Sabancılar ve Serkan Çalışkan ile katılıyor.





6 Kasım 2010

çalışmamıza yapılan vandalist saldırılar nedeni ile proje sonlandırılmıştır!

Son durumumuzu etüd edelim dedik:


Grubun, ziyaretçilerin müdahaleleri ve zamanla, hem görsel hem de kavram akışı açısından biçim değiştiren projesi kendisini yok ediyor.
Duvar; özellikle gençlerin içlerini boşalttıkları bir alana dönüşürken, Proje kendi konseptinin dışına çıkmakla birlikte, birçok okumanın da yapılabileceği bir yüzeye dönüşmüştür. Böylece meslek ve dışkı ilişkisinden yola çıkan ilişkisel denememiz, fuar alanında herhangi bir sokak duvarına dönüşerek, kamusal alanın fuar alanındaki bir iz düşümünü yaratmıştır.
İzleyicilerin ellerinde kalemlerle yapıtı biçimlendirme özgürlüğünün ulaştığı nokta ise politik değerlendirmemize kaynak olmuştur. Ancak, elinde yaratma gücü ve ifade gücü olan kişinin bireysel edimi ise; Demokrasi ve Vandalizm arasında gidip gelen bir süreci göstermiştir.
Kendilerine bırakılan özgürlük alanını, ifade gücü olarak kullanan bireyin dışında, bu alanı başkalarının özgürlüklerini örtbas edecek ve yok edecek bir duruma dönüştürmüş bireylerle  de karşılaşılmıştır.
“Demokratik sanatı” ve “çoğulcul söylem” klişesini burada ve kendi aramızda yeniden sorgulamalı mıyız? Oluşan şey demokrasinin ç[h]amuru mudur? Elimizdeki içsellikle yoğrulmuş, duvar üzerindeki dış[kı]sal verilerden nasıl bir analiz yapabiliriz?
                                       ARTIVIST



giriş gelişme sonuç